Tüp Bebek (IVF) ve Mikroenjeksiyon (ICSI)

Tüp Bebek (IVF) ve Mikroenjeksiyon (ICSI)

 Tüp Bebek (IVF) nedir ?


Yardımla üreme teknikleri tedavilerinde başvurulan en klasik yöntemlerden birisidir. In Vitro Fertilizasyon (IVF) yani cam içinde veya tüp içinde döllenme diye tercüme edilebilir. Dünyada ilk kez 1978 yılında İngiltere-Cambridge'de uygulanmış ve sonucunda sağlıklı bir bebek dünyaya gelmiştir. Uzun yıllar çeşitli hap veya hormon iğneleriyle yumurta hücrelerinin gelişimi sağlanmış ve yumurta toplama işlemi sonrasında toplanan yumurtlar ile laboratuvar ortamında yıkanmış sperm hücreleri aynı cam kabın içerisine bırakılmış ve kendi kendilerine döllenmeye bırakılmışlardır. Bu klasik yöntemde sperm hücrelerinin yumurta hücresini dölleyebilmesi için yeterli sayı ve harekete sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla sayı ve hareket bakımından çok kısıtlanmış sperm fonksiyonlarına sahip hastalarda döllenme elde edilmesi mümkün olamamaktaydı.


90'lı yıllarda mikroenjeksiyon yönteminin bulunmasından itibaren IVF yöntemi yavaş yavaş terkedilmiş olsa da halen bazı merkezlerde uygulanmaya devam edilmektedir.


Tüp Bebek ne zaman ve kimlere uygulanır ?


Tüplerin kapalı olduğu durumlar


Bu durumda sperm hücresinin yumurta hücresine ulaşarak dölleme şansı yoktur.


Sperm sayı, hareket veya normal şekilli sperm oranının (morfoloji) düşük olması:
Bu problemlerin hepsi bir arada yada ayrı ayrı olabilir. Sperm sayı ve hareketliliği normal sınırlarda olan bir hastada normal görünüme sahip sperm yüzdesi normalden az ise yine tüp bebek gerekir.


Rahim içi aşılama ile sonuç alınamayan hastalar:
3 kez başarısız aşılama denemesi sonrası IVF uygulamasına geçilebilir.


Sebebi açıklanamayan kısırlık vakaları:
Tüm incelemelere rağmen %20 oranında kısırlığı açıklayacak hiçbir neden bulunamayabilir. Bu durumda özellikle 36 yaş ve üstü bayanlarda IVF ön planda düşünülür.


Şiddetli endometriozis vakaları:
Endometriozis, kadının her ay düzenli adet olmasını sağlayan rahim içi zarının (endometrium) rahim içi dışında, tüplerde, yumurtalıklarda ve/veya karın içi zarında yerleşmesiyle karakterize bir hastalıktır. Her adet döneminde bu rahim dışı bölgelerde kanamalar olabilir. Bunun sonucunda tüplerde, karın zarında yapışıklıklar, yumurtalıklarda kist oluşabilir. İlerlemiş vakalarda IVF gerekebilir.


Tüp Bebek tedavisi aşamaları



Tedaviden önce Folik Asit içeren haplara başlamakta yarar vardır. Hastanın yaşına, vücut kütle endeksine, aday yumurta sayısına ve hormonal durumuna göre uygun bir tedavi protokolü seçilir. Tedavi protokolleri genelde kısa veya uzun protokol şeklindedir. Bu tedavide amaç hergün karın cildi altına veya kol bölgesine uygulanan hormon iğneleri yardımıyla yumurtalıklarda yumurta hücresi gelişimini uyarmaktır. Buna kontrollü ovarian hiperstimülasyon denir (COHS). Tedavi esnasında ikişer üçer günlük aralıklarla vajinal ultrason takibi yapılır. Bu muayenelerde her iki taraflı yumurtalıklarda gelişen ve büyümekte olan follikül denilen yumurta keseciklerinin çapı ölçülür. Gereken durumlarda kandaki östrojen hormon düzeyi ( Estradiol = E2) kontrol edilir. Follikül çapları 18-20 mm. büyüklüğe ulaşana kadar tedaviye devam edilir. Tedavi süresi yaklaşık 8-10 gün civarındadır. Yeterli büyüklüğe ulaşan folliküllerin içindeki yumurta hücrelerinin son olgunlaşması için hCG hormonu iğnesi yapılır. Bu iğneden 35-36 saat sonra yumurta toplama işlemi uygulanır. Yumurta toplama işlemi genellikle genel anestezi altında yapılır. Yaklaşık 10-15 dk. süren bu işlemden sonra hasta 1-2 saat dinlenme süresi sonrasında taburcu edilir, yani işlem günübirlik bir işlemdir. Bu işlemden sonra yumurtalar çevresini saran hücrelerden arındırılır ve mikroenjeksiyon işlemi uygulanır. Daha sonra uygun şartlarda bir ortam sağlayan ( 37 C vücut ısısında, belli bir O2 ve CO2 düzeyinde ) inkübatör denilen dolaplarda saklanırlar ve günlük gelişim takipleri yapılır. 3. veya 5. günde uygun embryolar seçilerek rahim içine nakledilirler. (Embryo transferi) Bu işlem için genel anestezi gerekmez. Batın ultrasonu eşliğinde rahim içi görüntülenerek embryolar nakledilirler. hastanın bir iki saat öncesinden su içmesi ve idrar torbasının dolu olması gereklidir.


Uzun Protokol


Uzun protokolde hastaya adetinin 21. günü Gonadotropin Releasing Hormon Agonistleri (GnRHa) başlanır [ tek doz depo enjeksiyon, günlük düşük doz enjeksiyon, burun spreyi gibi uygulama şekilleri mevcuttur ] ve bir sonraki adetinin 3. gününde de yumurtaları geliştirmek amacıyla FSH veya FSH-LH hormonu içeren hormon iğnelerine başlanır. Hormon iğnelerine ultrasonda görülen follikül denilen yumurta keseciklerinin çapları 18-20 mm. ye ulaşana kadar devam edilir. Folliküllerin yeterli büyüklüğe ulaştığına karar verildiğinde koryonik gonadotropin hormonu ( hCG ) enjeksiyonu ile yumurtaların son bir kez olgunlaşması uyarılarak çatlamaya hazır konuma gelmeleri sağlanır. Bu iğneden 35-36 saat sonra yumurta toplama işlemi uygulanır.


1990'lı yıllarda geliştirilen Mikroenjeksiyon denilen ve günümüzde daha yaygın olarak kullanılan yöntemde ise toplanan yumurtalar bir işlem sonrası çevresindeki  hücrelerden arındırılır ve mikromanipulatör denilen cihaz yardımıyla mikroskop altında her bir yumurta hücresi içine bir adet sperm hücresi enjekte edilir. Bu yöntem Mikroenjeksiyon veya ICSI ( Intra Cytoplasmic Sperm Injection ) olarak adlandırılır. Sonrasındaki laboratuvarda embryo gelişimi ve embryo transferi aşamaları IVF ile aynıdır.


 



Yumurta hücresi ( ovum, oosit )


 



Mikroenjeksiyon işlemi ( ICSI )


 


Pronükleus ( 1.gün döllenmiş yumurta )

 


 



2 hücreli embryo


 



4 hücreli embryo


 



8 hücreli embryo


Embryoların sayısının yeterli olduğu ve gelişim kalitesinin iyi olduğu durumlarda 5. güne kadar laboratuvarda geliştirilirler ve 5.gün Blastosist transferi uygulanır.


 


5.gün embryosu (Blastosist)


 


Kısa protokol


Bu protokolde adetin 3. gününde direkt olarak yumurtaları geliştiren hormon iğnelerine başlanır. 4-5 gün sonra folliküller belirli bir çapa ulaştığında tedaviye Gonadotropin Releasing Hormon Antagonistleri eklenir. Amaç hem yumurtaların kendiliğinden veya erken çatlamasını önlemek hem de yumurta kalitesini artırmaktır. Her iki ilaca da yumurta çatlatma iğnesi yapılan güne kadar devam edilir. Bundan sonra yapılacak olan yumurta toplama işlemi, laboratuvar aşamaları, mikroenjeksiyon  ve transfer işlemi aynı uzun protokolde olduğu gibidir.